Ders zili çaldı, uzun zamandır beklediğimiz eğitim öğretim yılı nihayet başladı. Okullarda pandemi önlemleri acaba alındı mı? Öğrenciler ve öğretmenler için nasıl planlar yapıldı? Özellikle ıslak zemin ve tuvaletlerde kullanılacak hijyen malzemeleri temin edildi mi? Öğretmen ve öğrencilere hizmet edecek yeterince personel temin edildi mi? Servis ile seyahat edecek öğrenciler için servislerde gerekli önlemler alındı mı? Aşısız öğretmenler için milli eğitim müdürlüklerine bilgi verildi mi? Servislerdeki görevli personellerin portör muayeneleri yapıldı mı, aşısız hostes var mı, olanlar için ne tür tedbir ve önlemler alındı?
Eminim ki bu sorular ben de olduğu gibi tüm velilerin de aklını kurcalıyordur… Çocuklarımızı okula gönderdik ama bütün gün her aralıkta onları düşünmeden geçemiyoruz. Acaba okulda öksüren var mıdır? Öğretmenlerden rahatsız olan var mıdır? Aşısız öğretmen var mıdır vs. vs… Bir yandan bu sorularla zihnimiz mücadele ederken bir yandan da bir önceki yıl okulların kapalı olması sebebiyle bu yıl finansal gardını alan okul yönetimi ve servislerle mücadele ediyoruz. Kitap ve kıyafet olgularını saymıyorum şu anda.
Bu ders yılında okul yönetimleri geçen yıl mağdur oldukları gerekçesiyle fiyatları belli bir yüzdenin üzerinde artırmış, tekrar yasaklar başlayabilir korkusuyla ücretleri peşin peşin talep etmişlerdir. Servis genelgesi yayımlanmasına rağmen mesafe oranına bakılmaksızın ücret oranları belirlenmiştir. En önemlisi de servislerin bile hizmet vermeden ücretleri dokuz ay üzerinden peşin olarak istemesidir. Özellikle özel okul yönetimlerinin öğrenci velilerini tek tip kıyafete zorlaması ve bunları da internet sitesi üzerinden peşin veya en fazla iki taksit üzerinden almaya zorlaması bu ülke öğrencisinin ebeveynlerini zor durumda bırakmaktadır. Bunların haricinde çocuklarımızın kitaplarını da yazmadan geçmeyelim. İnternet sitesi üzerinden satışa çıkan kitaplar alınmak zorunda kalındığı gibi, kitapların içinden çıkan şifreli kağıtlarda yazan sitelere üye olmazsanız kitapları kullanamama durumunuz da varsa gelin de çıkın işin içinden.
2020 yılından bu yana pandeminin gölgesinde alınan yasaklarla başlayan maddi sıkıntılar maalesef halkımızın bir kısmının belini bükmüştür. Normalleşme ile birlikte yeni yeni ayağa kalkmaya çalışan bu insanların önüne bu kez de yaşam şartları, en önemlisi de çocukları kullanarak istismar yapan eğitim sektörü olmuştur. Bu yazımda yukarıdaki uygulamaları yapan kişi ve kurumlara sesleniyorum. Her ailenin çocuğu o ailenin her şeyidir. Pandeminin zararlarını bu ailelerden çıkarmayın. Okulların açılmasının üzerinden üç hafta geçmesine rağmen çocuğuna kıyafet alamayan, defter temin edemeyen, servise binemeyen çocukların ebeveynlerini onların gözünde küçük düşürmeyin, hayal kırıklığına uğratmayın.
En önemlisi de bu yazdıklarımı defalarca yetkili merciilere şikayet eden ailelerin şikayetlerini kimlerin değerlendireceğini, nasıl önlem alacaklarını ve ne yaptırımlar uygulayacakları hayretle bekliyorum, o gün gelecek mi dersiniz...?
Hastane Derindere Genel Müdür Yardımcısı - Serkan Bülent Şahin