2015-2016 eğitim öğretim yılının başlamasına çok az kaldı... Tabi bu sürece miniklerimizde (2-6 yaş) dahil olacağı için, anne ve babalar onlardan daha heyecanlı ve kaygılılar :) Gözlemlediğim birkaç eğlenceli örnekler üzerinden hazırladım bu yazımı :)…Okula başlama hem aile için, hem de çocuk için çok önemli bir başlangıçtır. Çocuk model olarak gördüğü anne ve babasından alabileceğini alır ve kendisine tanınan fırsatlar dahilinde bir psiko-sosyal olgunluğa varır ; ancak bu gelişim sınırlıdır. İşte bu dönemde okul öncesi eğitim devreye girerek, çocuğun gelişim alanlarını destekleyici çalışmalar yapar.
Bu dönemde çocuğun hissettikleri önemsenmeli ve duygularını dile getirmesine yardımcı olunmalıdır. Çünkü çocuğun aklında okula dair bir takım sorular olmaktadır.
‘Anne ve babamdan neden ayrılıyorum ?’
‘Bu çocuklarda kim ?’
‘Annem gidip geri gelmezse ne olacak ?’
‘Ağlarsam belki annem benimle kalır’
Bu düşünceler okula alıştıktan bir süre sonra kaybolur ancak kısa bir sürede kaybolmasında ANNE VE BABANIN rolü oldukça büyüktür. Ebeveynler hem sözel olarak hem de davranışlarıyla bu soruları yanıtlamalıdır. Örneğin; ‘Oyun oynayacaksın, şarkı söyleyeceksin, bahçeye çıkacaksın ve yemek yedikten sonra, biz gelip seni alacağız’. Böyle bir cümle çocukda ki korkuyu ve belirsizliği azaltacaktır.
Ailelerin konuşurken seçtikleri sözcükler ve beden dilleri alışma döneminin kilit noktalarıdır. Yani ailenin kararlılığı ve iç rahatlığı çocuğun uyum süreci için çok önemlidir. O nedenle çocuklar kadar ailenin de okula alışma dönemine hazır olması gerekir. Uyum sürecindeki tepkiler bireysel farklılıklar göstermektedir. Çocuklarda en çok gözlemlenen tepkiler ise şöyledir;
-İçe kapanma ve iletişim kurmayı reddetme
-Saldırgan ve inatçı davranışlar
-Tuvalet problemleri
-Uyku sorunları ( gece sayıklamaları, uykuda ağlama)
-Yemek sorunları (iştahsızlık)
-Parmak emme-tırnak yeme
-Yalan söyleme
Ebeveynlere önerilerim;
1-Karşılaştığınız bu uyum problemlerinde sabırlı ve kararlı olmanız çok önemlidir.
2-Çocuğa anaokulunun sadece çocukların girebileceği bir yer olduğunu, anne ve babanın bu zaman da işte ve ya evde olacağı çocuğa açıkça söylenmelidir. En çok yapılan yanlışlardan biri de çocuğu anaokuluna getirip açıklama yapmadan gizlice kaçamaktır. Burada çocuk kendini terk edilmiş hissedecektir.
3-Çocuğu anaokuluna teslim ederken ki vedalaşma töreninin kısa tutulmasına özen gösterilmelidir. O’nu öpün ve ‘ben şimdi gidiyorum,seni almaya geleceğim’ sözünü verip elinizi sallayıp yolunuza devam edin ve iyi olduğunu , ağlayıp ağlamadığını kontrol etmek için arkanıza bakmayın.
4-Önemli olan noktalardan biri de çocuğun anaokuluna düzenli bir şekilde devamlılık sağlamasıdır. Ağlamalar, yakınmalar devam etse bile sabırlı ve kararlı olunmalıdır.
5-İlk günlerde okulla ilgili ya da ne yediğiyle ilgili sorular sormak uyum sürecini zorlaştırabilir. Çocuk bu sorulardan ‘annem oraya gittiğimde benim için kaygılanıyor’ cevabını çıkartabilir.
6-Çocuğun okula gidişi tüm aile bireyleri tarafından desteklenmelidir. Aksi takdirde aile bireylerinden birinin çocuktan yana tutum göstermesi çocuğun tepkilerinin artmasına neden olacaktır.
7-Araya giren hafta sonunun ardından uyum sürecindeki tepkiler tekrarlanacaktır, bu oldukça normal bir süreçtir.
SABIR
SAKİNLİK
KARARLILIK
Bu süreci kolaylaştıran en önemli üç faktördür…
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG
DERYA ŞENEL