İsrail ve Hamas Arasında Ateşkes ve Esir Takası Anlaşması İmzalandı
İsrail ile Hamas, Gazze'de uzun süredir devam eden çatışmalara son verecek ateşkes ve esir takası anlaşmasını Katar'ın başkenti Doha'da resmi olarak imzaladı. Saatler süren müzakerelerde, ABD, Katar ve Mısır arabuluculuk rolü üstlenirken, taraflar arasında uzlaşı sağlandı. Bu tarihi anlaşma, İsrail hükümeti tarafından da onaylanarak hayata geçirildi.
Anlaşma Süreci ve Detaylar
Doha’da gerçekleştirilen müzakereler sonucunda taraflar ateşkes ve esir takası üzerinde anlaşmaya vardı. İsrail Güvenlik Kabinesi, anlaşmanın kabul edilmesini hükümete tavsiye ederken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kabinesi de yaklaşık üç saat süren toplantı sonrası ateşkesi resmen onayladı.
İsrail Başbakanlığı tarafından yapılan açıklamada, esirlerin serbest bırakılma sürecinin pazar günü başlamasının planlandığı duyuruldu. Açıklamada ayrıca ateşkesin, her biri altı hafta sürecek üç aşamadan oluşacağı belirtildi.
Esir Takası ve Ateşkes Şartları
-
Hamas’ın Yükümlülükleri:
- İlk aşamada Hamas’ın 33 rehineyi serbest bırakması bekleniyor.
- Serbest bırakılacak kişiler arasında öncelikle kadınlar ve çocuklar bulunacak. Daha sonra 50 yaş üzerindeki erkeklerin bırakılması öngörülüyor.
-
İsrail’in Yükümlülükleri:
- İsrail, her kadın rehineye karşılık 30, her kadın askere karşılık ise 50 Filistinli mahkumu serbest bırakacak.
Kabine Onayı ve Siyasi Tepkiler
İsrail'deki anlaşmanın onay süreci de dikkat çekiciydi. İsrail Güvenlik Kabinesi, tam kabine toplantısından önce anlaşmanın kabul edilmesini tavsiye etti. Kabine tarafından yapılan açıklamada, anlaşmanın “savaşın hedeflerine ulaşılmasını desteklediği” ifade edildi.
Bununla birlikte Ultra Ortodoks (Haredi) bakanlar, Yahudilik inancına göre kutsal Şabat nedeniyle toplantıya katılmadı. Ancak bu bakanlar, ateşkes anlaşmasını desteklediklerini belirten yazılı notlar bıraktı.
Anlaşma, İsrail siyasi arenasında farklı tepkilere neden oldu. Aşırı sağcı Bakan Itamar Ben-Gvir, ateşkes kararını reddederek Netanyahu hükümetinden çekilme tehdidinde bulundu. Benzer bir tepkiyi aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’ten de göstermesi istendi.
Hamas ve Netanyahu'nun Açıklamaları
Hamas, anlaşmaya dair yaptığı açıklamada, İsrail'in ateşkesin şartlarına uymaması nedeniyle yaşanan engellerin arabulucuların çabalarıyla ortadan kalktığını belirtti. Hamas yetkilileri, anlaşmanın tüm tarafların onayına sunulmasının ardından süreçte bir sorun kalmadığını ifade etti.
İsrail Başbakanı Netanyahu ise anlaşma sürecine dair, Hamas’ın son dakika yeni taleplerde bulunduğunu öne sürerek önceki gün yapılması planlanan kabine toplantısını ertelemişti. Ancak Hamas, Netanyahu'nun bu iddiasını yalanladı ve “Biz, önceki gün imzalanan anlaşmaya tamamen sadık kaldık” açıklamasında bulundu.
Ateşkesin Uygulama Süreci
Anlaşmaya göre ateşkesin toplamda üç aşamadan oluşması bekleniyor. Her aşama altı hafta sürecek ve uygulama süresince arabulucu ülkeler ABD, Katar ve Mısır sürecin takipçisi olacak.
İlk esir takasının pazar günü yerel saatle 16.00’da başlaması öngörülüyor. Bu süreçte, tarafların rehine ve mahkum değişimlerini belirlenen şartlara uygun şekilde gerçekleştirmesi hedefleniyor.
Netanyahu’nun Açıklamaları ve İsrail’in Stratejisi
Netanyahu, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Diplomatik, güvenlik ve insani boyutları değerlendirerek bu anlaşmanın İsrail’in çıkarlarına hizmet ettiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Başbakan, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak ve Gazze’deki insani durumu iyileştirmek adına önemli bir adım attıklarını belirtti.
İsrail basınında yer alan haberlere göre, Netanyahu hükümeti, ateşkese rağmen güvenlik önlemlerini artırmaya devam edecek. Bunun yanında İsrail’in, arabulucu ülkelerle iş birliğini sürdürerek anlaşmanın aşamalarını titizlikle takip edeceği bildirildi.
Tarihi Bir Dönüm Noktası
Doha’da imzalanan ateşkes ve esir takası anlaşması, Gazze’de uzun süredir devam eden insani krizin hafifletilmesi ve bölgede istikrar sağlanması adına önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Ateşkesin kalıcı olup olmayacağı ve tarafların şartlara ne ölçüde uyacağı ise önümüzdeki haftalarda netleşecek.
Bu süreçte, başta ABD olmak üzere arabulucu ülkelerin diplomatik çabaları ve uluslararası kamuoyunun baskısı, anlaşmanın sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip olacak.