Eyüpsultan Belediyesi, Ebu Eyyub El Ensari’nin diyarı Eyüpsultan’da vatandaşlara Ramazan ayının coşkusunu yaşatmak ve Ramazanı maneviyatına uygun olarak geçirebilmelerini sağlamak için birbirinden özel etkinliklere imza atıyor.
Bu kapsamda teravih namazı sonrası Zal Mahmut Paşa Külliyesi’nin avlusunda kültür, sanat, tarih ve edebiyat dünyasının önemli isimleri Ramazan Sohbetlerinde vatandaşlarla bir araya geliyor. Zal Mahmut Paşa Külliyesi’nin tarihi ve manevi atmosferinde gerçekleştirilen Ramazan Sohbetlerinin üçüncü günkü konuğu şair Dursun Ali Erzincanlı oldu.
SEVİLEN ŞİİRLERİNİ SESLENDİRDİ
Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside anlamına gelen Naat Gecesi’nde Dursun Ali Erzincanlı sevilen şiirlerini seslendirdi. “Faran Dağlarında Açan Sevgili”, peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in doğduğu günden ilk vahiy almasına ve ölümüne kadar geçen süreyi anlatan “40 Yaşındasın” ve “Ben Kudüs’üm” şiirlerini okuyan Erzincanlı, dinleyicilere duygu dolu bir Ramazan gecesi yaşattı.
MÜSLÜMANLAR BU ZULME KAYITSIZ KALMAMALI
Şiirlerinin yanı sıra söyleşisinde Gazze’de yaşanan drama dikkat çeken ve Müslüman ülkelerin bu zulme kayıtsız kaldığını vurgulayan Erzincanlı, “Allahuteala’ya teslim olmuş Müslümanlarız ve 2 milyar sayımız var. Fakat gözümüzün önünde Allah'ın kardeş kıldığı Gazzelileri, Doğu Türkistanlıları, Keşmir’i, özellikle son beş aydır bir soykırımla karşı karşıya kalan Gazze halkını izleyerek hiçbir şey yapamadan bekliyoruz. Belki sayımız az olsaydı yine derdik ki Allahım sayımız az, güçsüzüz, sen bize güç ver diye. Fakat ekonomik olarak da İslam ülkeleri güçlü durumda” dedi.
“İSLAM COĞRAFYASI BAŞSIZ, BABASIZ EVLATLAR GİBİ”
Gazze’de yaşanan soykırıma kayıtsız kalan İslam coğrafyasını Allahuteala’nın vehem hastalığını koyduğu kalplerin oluşturduğu bir topluluk olarak niteleyen Dursun Ali Erzincanlı, “Peygamber efendimizin hadisi şerifinde buyurduğu gibi suyun üstündeki saman çöpleri gibi darmadağınık güçsüz, düşmanlarının kalbinde bugüne kadar var olan o korkuyu, saygınlığı kaybetmiş ve yerine Allahuteala’nın vehem hastalığını koyduğu kalplerin oluşturduğu bir topluluğuz. Vehem, dünyaya meyletmek ve ahireti ötelemek, ölümden korkmaktır. Hatta peygamber efendimiz bir başka hadisinde buyuruyor ki benim ümmetimin fitnesi maldır. Gerçekten İslam coğrafyası ekonomik olarak çok güçlü bir zaman diliminde ama başsız, babasız evlatlar gibiyiz. Herkes kendi derdine düşmüş, kendi rahatını düşünüyor” şeklinde konuştu.